Menderes Mahallesi’nde yaşayan Uludoğan ailesinin 2 çocuğundan İlknur, küçük yaşta bobinaj ustası dedesi İbrahim Uludoğan’ın yanında çıraklık yapmaya başladı. Akranları bebekle oynarken kendisi atölyede çalışan İlknur, ilk, orta ve lise eğitiminden sonra dede mesleğini sürdürmeye karar verdi. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünü bitiren Uludoğan, emekli olan babası Mehmet Uludoğan’dan kalan atölyede bobinaj ustalığı yapıyor. Bir taraftan da aynı alanda yüksek lisans yapan İlknur Uludoğan, severek çalıştığını söyledi.
‘ATA MESLEĞİ BANA KALDI’
Çocuk yaşlarda dedesinin yanında çalışmaya başladığını belirten İlknur Uludoğan, ” Arkadaşlarım bebeklerle oynarken benim arabalar, piller, prizler ilgimi çekiyordu. Onlarla oynuyordum. Seneler sonra ben de bu mesleğin bir parçası oldum. Erzincan’da birçok elektrikçiyi dedem yetiştirmiş. Sonra babam, babasından mesleği aldıktan sonra bu meslek bana kaldı. Bir tane kardeşim var ama o kendi yolunu çizmeye karar verdi. Ben aile geleneğini devam ettirmeye karar verdim. Bu mesleğe başladıktan sonra bunun okulunu da okumak istedim. Sanayideyim diye insanlar “Okumadın mı buradasın?” gibi ifadelerde bulununca ben de mühendislik okumaya karar verdim. Hem okudum, hem çalıştım. Mesleğimi daha profesyonel hale getirmek istedim. Erzincan’da halen eski sistem işler yapılıyor. Ben daha profesyonel bir hale getirmek için yüksek lisansıma da başladım. Yüksek lisansımla bu iş yeri benimle birlikte devam ediyor. Sıkıntılı olan zamanlarım oldu. Çünkü hem ağır bir iş, erkek işi diye tabir ediliyor hem de kadın olduğunuz için kimi gurur duyuyor, kimi de küçümsemeye çalışıyor. Şu ana kadar hiçbir problem yaşamadık yaptığımız işlerde. Kadınların daha fazla özverili, daha titiz olduğundan dolayı çok güzel geri dönüşlerimiz de oldu. Şimdi artık işlere yetişemeyecek boyuta geldik. Bundan dolayı da okullardan destek amaçlı öğrenci talebinde bulunuyoruz” diye konuştu.
Uludoğan, boş vakitlerinde mesleğinin başka ülkelerde nasıl yapıldığını araştırdığını, şehirlerde sanayi sitelerini gezdiğini anlattı.
‘ÇOK ŞAŞIRIYORLAR’
İş yerine gelenlerin bir kadın ustayı karşılarında gördükleri zaman çok şaşırdıklarını kaydeden İlknur Uludoğan, şunları söyledi:
“Kimileri küçümsemeye çalışıyor, kimisi “sizi eşlerimize örnek olarak gösterelim” diye motive ediyor. Ben kadın olarak burada olduğum için çok gurur duyuyorum kendimle. Çünkü kadının girdiği yerde insanlar daha kibar ve nazik olmaya çalışıyor. Sanayide bu işi yapan ben tekim. Bununla da gurur duyuyorum. Hatta başka şehirlerden müşterilerimiz, malzeme aldığımız insanlar da çok fazla destek veriyorlar. Bu da benim daha motive bir şekilde işimi yapmama sebep oluyor.”
‘ÜNİVERSİTELER DESTEK VERSİN’
Yetiştirip çalıştıracak eleman bulmakta zorluk çektiklerini ifade eden İlknur Uludoğan, “Meslek liselerinin ve üniversitenin bize destek olmasını istiyoruz. Erzincan’da bu meslek ölmek üzere. Çünkü yetişen kimse yok. İnsanlar genelde “masa başında oturayım, daha rahat çalışayım, daha çok para kazanayım” derdinde. Ama bu el emeği ve ölmeyecek bir meslek. Artık arabalarımız bile elektrikli olarak değişim gösteriyor. Geleceği daha da artacak ve daha da iyi gelişmeler gösterecek bir meslek. Sayın Valimiz Hamza Aydoğdu, bizi ziyarete geldi. Kendisini burada ağırladık. Oda sanayi de bir kadın beklemediğini söyledi. Çok güzel olumlu böyle insanın gözlerinde olumlu düşünceler olur ya olumlu düşünceler hissettim. Bu da beni daha da şevklendirdi. Daha güzel işler yapılabileceğinin garantisini aldım. Eğer okullar, meslek yüksekokulu, liseler bize destek verirse Erzincan bu yönde çok iyi bir şekilde kalkınacağını düşünüyorum. Önceden 10 tane esnaf vardı bu işi yapan. Şimdi 4 tane. Birçoğu da meslek eder değerini alamadığı için kapatmayı düşünüyor. Bunun önüne rekabet yoluyla geçilmesi gerekiyor. Daha fazla insan olursa daha fazla rekabet olur. Daha iyi hizmet ortaya çıkar. Herkes kendini geliştirmek zorunda kalır. Biz kendimizi geliştirmek için çaba harcıyoruz. Ben bu işin okulunu okudum. Tekrar okumaya devam ediyorum” dedi.