Metin Göktepe’nin Unutulmaz Hikayesi

T24 Haber Merkezi 

Sevilen gazeteci Metin Göktepe, hayata gözlerini yumalı tam 29 yıl oldu. Ancak hala sevenleri ve basın camiası tarafından anılıyor. Göktepe, mesleğini icra ederken polis şiddetine maruz kalarak hayatını kaybetmişti. Peki, Metin Göktepe kimdi ve nasıl öldü? Öldürülmesine sebep olanlar cezalarını aldı mı?

10 Nisan 1968 tarihinde Sivas’ın Gürün ilçesine bağlı Çipil köyünde dünyaya gözlerini açan Metin Göktepe, 7 kardeşin en küçüğüydü. İlkokulu köyünde, ortaokulu İstanbul Esenler’de tamamladı. Eğitimini Bakırköy İbrahim Turhan Lisesi’nde sürdürdü. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye bölümünde tamamladı.

1979 yılında İstanbul’a ailesiyle birlikte yerleşen Göktepe, eğitim hayatı boyunca yaz aylarında çalışarak harçlığını çıkardı. Gazeteci, siyasete olan ilgisini fabrikada çalışan ablası ve abisi ile sosyal faaliyetlerle birleştirerek geliştirdi. Üniversite yıllarında öğrenci eylemlerine katıldı. Gazeteciliğe 1992 yılında ‘Gerçek’ dergisinde başladı ve 1995 yılında Evrensel gazetesinde muhabirlik yapmaya başladı.

Göktepe’nin Trajik Sonu

Metin Göktepe, 8 Ocak 1996 tarihinde Ümraniye Cezaevi’nde öldürülen tutukluların cenazesini takip etmek için Alibeyköy’e gitti. Ancak basın kartı olmadığı gerekçesiyle içeri alınmadı. Haberini yapmaya devam etmek ısrarının ardından gözaltına alındı ve Eyüp Kapalı Spor Salonu’na götürüldü. Gözaltındayken polisler tarafından dövülerek öldürüldü.

Olayın ardından dönemin yetkilileri farklı açıklamalar yaptı. Ancak gerçek, Göktepe’nin gözaltında işkence ile yaşamını yitirdiği şeklindeydi. Açılan dava sonucunda 11 memurdan 6’sı hakkında ceza verildi.

Metin Göktepe’nin ölümü, adalet arayışına dair birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta ise, bir gazetecinin mesleğini icra ederken maruz kaldığı haksızlıklar ve bunun sonucunda yaşamını yitirmesiydi.

Ayşe Kulin: Güzellik ve Başarı

Ayşe Kulin, başarının yalnızca dışsal güzellikle sınırlı olmadığını belirtiyor ve eğer öyle olsaydı, en iyi romanları Ajda Pekkan yazardı diyor.